TARIMIN GÜNDEMİ

100 YILDA TARIM

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşundan Günümüze Tarım:

Gelişim Yolculuğu

Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kuruldu. Bu tarihten itibaren ülke, ekonomik kalkınma ve modernleşme adına büyük bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşüm sürecinde tarım, ekonominin temel direklerinden biri olarak öne çıktı.

Cumhuriyet Dönemi Tarım Reformları:

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Türkiye, tarım sektöründe köklü reformlara tanıklık etti. 1925 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile arazi mülkiyetinde eşitlik sağlanması, köylülerin toprak sahibi olmalarını teşvik etti. Aynı dönemde Ziraat Bankası'nın kurulması, çiftçilere kredi imkanları sunarak tarımsal üretimi destekledi.

Toprak Reformu ve Köy Enstitüleri:

1930'larda başlatılan toprak reformu ile büyük toprak sahiplerinden alınan araziler, köylülere dağıtıldı. Bu sayede küçük çiftçilerin toprak sahibi olmaları teşvik edildi. Aynı dönemde Köy Enstitüleri kurularak köylerde eğitim ve tarım konularında bilinçlendirme çalışmaları başlatıldı.

Sanayileşme ve Tarım:

1950'lerden itibaren Türkiye, sanayileşme politikalarına ağırlık verdi. Ancak, tarımın ekonomideki önemi devam etti. Tarım ürünlerinin sanayiye ham madde sağlaması, tarım sektörünü ekonominin ayrılmaz bir parçası haline getirdi.

Yeşil Devrim ve Tarımsal İlerlemeler:

1960'lı yıllarda dünya genelinde başlayan Yeşil Devrim, Türkiye'de de etkisini gösterdi. Yüksek verimli tohumlar, modern sulama sistemleri ve gübre kullanımının artırılması gibi uygulamalarla tarım verimliliği arttı. Bu dönemde hububat, pamuk ve sebze üretiminde önemli artışlar yaşandı.

Günümüzde Türk Tarımı:

Bugün Türk tarımı, modern teknoloji ve bilgiyle desteklenen bir sektördür. Tarım

arazilerinin sulanması, mekanizasyon, genetik mühendislik gibi alanlarda yapılan

yatırımlar, üretim miktarını ve kalitesini artırmıştır. Tarım sektörü, sadece iç

piyasaya değil, aynı zamanda dış ticarete de önemli katkılarda bulunmaktadır.

Ancak, küresel iklim değişiklikleri, su kaynaklarının azalması gibi zorluklarla başa

çıkma ihtiyacı, Türk tarımını sürekli olarak gelişmeye ve sürdürülebilirliğe

odaklanmaya yönlendirmektedir.

Başta savunma sanayii ve tarımsal üretim olmak üzere, topyekün

kalkınmanın tarımsal kalkınmadan geçtiğinin bilinciyle Türkiye

Yüzyılı olarak adlandırılan Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. yüzyılında

tarımsal seferberlik ilan edilerek, köyden kente topyekün bir

kalkınma planlanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze tarım, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında önemli bir rol oynamıştır. Yaşanan reformlar, tarım sektörünü güçlendirmiş ve modernize etmiştir. Ancak, gelecekte karşılaşılacak zorluklarla baş etmek için sürdürülebilir tarım uygulamalarına ve teknolojik gelişmelere olan ihtiyaç, Türk tarımının önemli bir gündem maddesi olarak devam etmektedir.

Bu vesileyle Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi akademisyenleri ve öğrencileri olarak Tarımın da Yüzyılı olmasını ümit ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bin yıllık tarihimizi şanlı bir şekilde taçlandıran tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle yad ediyoruz.


ZARARLILARLA MÜCADELE

1. Kimyasal Mücadele (Pestisitler): Tarım alanlarında zararlı organizmalarla mücadelede en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. İnsektisitler, herbisitler ve fungisitler gibi çeşitli kimyasal maddeler, zararlıları öldürmek veya kontrol altında tutmak amacıyla kullanılır.

2. Biyolojik Mücadele: Doğal düşmanların (predatör böcekler, parazitoidler, nematodlar, mikroorganizmalar) kullanılmasıdır. Bu organizmalar zararlıları avlar, parazitleyebilir veya hastalık bulaştırabilir, böylece zararlıların popülasyonunu kontrol altına alır.

3. Mekanik ve Kültürel Mücadele: Zararlılarla başa çıkmak için fiziksel mücadele yöntemlerini içerir. Örneğin, tarım ekipmanları veya elle yapılan zararlı toplama gibi mekanik mücadele yöntemleri uygulanabilir. Kültürel mücadele ise bitki çeşitliliği, uygun sulama ve gübreleme gibi tarım uygulamalarını içerir.

4. Feromon Kullanımı: Zararlıların üreme döngülerini bozmak için feromonlar gibi kimyasal sinyaller kullanılır. Bu, zararlıların çiftleşme davranışlarını etkileyerek popülasyonlarını kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.

5. Genetik Direnç ve Hibrid Bitkiler: Bitki ıslahı yoluyla zararlılara karşı genetik direnç geliştirilen bitkiler kullanılabilir. Ayrıca, hibrid bitkiler de zararlılara karşı dayanıklılık sağlayabilir.

6. Uygun Tarım Uygulamaları: Su yönetimi, erozyon kontrolü ve organik tarım gibi uygun tarım uygulamaları, zararlıların yayılmasını ve bitki hastalıklarını azaltmaya yardımcı olabilir.

7. Sıcak Su ve Soğuk Depolama: Depolama sırasında zararlıların yayılmasını önlemek için ürünleri sıcak su veya soğuk depolama teknikleri kullanılabilir.

Entegre Zararlı Yönetimi (IPM), bu yöntemleri entegre ederek çeşitli avantajları bir araya getirir ve çevre dostu, sürdürülebilir bir zararlı kontrol stratejisi sunar. Bu, kimyasal kullanımını en aza indirerek ve ekosistem dengesini koruyarak zararlıları kontrol etmeye odaklanır.


BİYOLOJİK MÜCADELE

Biyolojik mücadele, zararlı organizmaların (böcekler, mantarlar, bakteriler, yabancı ot türleri vb.) kontrolü ve yönetimi için doğal düşmanların kullanılması esasına dayanan bir tarım ve entegre zararlı yönetimi yöntemidir.

Bu yöntem, kimyasal mücadelede kullanılan pestisit gibi sentetik kimyasalların kullanımını azaltmayı veya ortadan kaldırmayı hedefler. Biyolojik mücadele, tarımın sürdürülebilirliğini artırmak, çevre dostu bir tarım uygulamak ve insan sağlığını korumak amacıyla tercih edilen bir stratejidir.

Predatör Böcekler ve Parazitoidler: Zararlı organizmaların doğal düşmanları, yani onları avlayan veya parazitleyen organizmalar. Örneğin, bir tür zararlı böceği avlayan bir predatör böcek veya bir zararlı böceği içinde gelişerek öldüren parazitoidler.

Patojenik Mikroorganizmalar: Zararlı organizmaların hastalanmasına veya ölmesine neden olan hastalık yapıcı mikroorganizmalar. Bu mikroorganizmalar genellikle bakteri, mantar veya virüs türündedir.

Entomopatojen (Böcek Zararlıları Öldüren) Nematodlar: Zararlı böceklerin içine giren ve onları parazitleyerek öldüren nematodlar.

Bitki Koruma Ürünleri: Bazı bitkiler zararlı organizmalara karşı doğal bir dirence sahiptir. Bu bitkilerin ekilmesi veya tarım alanlarına eklenmesiyle, zararlılarla mücadelede biyolojik bir yaklaşım benimsenmiş olur.

Biyolojik mücadele, entegre zararlı yönetimi (IPM) stratejilerinin bir parçası olarak kullanılır. IPM, zararlı organizmaların kontrolü için bir dizi çeşitli yöntemin entegre edilmesini içerir ve kimyasal mücadele yöntemlerini minimumda tutmayı hedefler. Bu yaklaşım, doğal dengenin korunmasını, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesini ve çevresel etkilerin azaltılmasını amaçlar.